Web Analytics
Hayatımın En Zor Deplasmanı-Serdar Erbaşı
Hayatımın En Zor Deplasmanı-Serdar Erbaşı

Hayatımın En Zor Deplasmanı-Serdar Erbaşı

Yıllarca İstanbul’ da deplasman Tartaftarı olarak çok maç izledim. Bayraklarımızın stada alınmadığı oldu. Maç bitmeden stadtan çıkarılırdık. Formamızı giyerdik montun altına ve maçta montu çıkarırdık. Bir keresinde GS Taraftarları arasında maç izlemiştik, kafamıza meşale ve bilimum sert maddeler de yedik ancak hiç bir deplasmanımda ne bu kadar yoruldum, ne de bu kadar üzüldüm...

Maçın biletleri çıktığı anda hemen ticketturk’ ün sitesine girdim ve Taraftar Tribünü olarak gördüğüm Doğu Alta baktım ancak köşeler hairicinde yer kalmamıştı. Üstelik maçla alakası olmayan beleş kombineci seyircilerle maç izlemek de istemezdim ve ben de Güney Üst H blok en önden biletimi aldım. Hep alt tribünlerde maç izleyen kızım Nisa da çok sevindi bu işe. Farklı bir yerde maç izleyecekti...

Formalarımızı giydik, “10 un gibisi gelmedi” pankartını arabaya aldık. Nisa Cangele Atkısını boynuna sardı. Ton balıklı ekmeğimizi ve de Nisa’ nın su matarasını (güvenlik yasak diye kapıda aldı) çantamıza koyduk. Kızımın “Cangele oynayacak mı Baba?” vb soruları ile muhabbetimiz sürdü.

Lacivert renklere bürünmüş Stadımıza doğru yol alırken skor tahminlerimizi de yaptık. Yolda iken Pankartların kesinlikle yasaklandığını öğrendik. Güya bizim gençler Şike ile ilgili pankart açacaklarmış. Büyüklerimiz de sorunu kökünden çözerek (?) tüm pankart ve bayrakları yasaklamışlar. Bizim arkadaşların da 12 metrelik Cangele Forması da güme gitmiş oldu, Kapalı Kale Grubundaki kardeşlerimizin de tüm çalışmları... Kafamıza takmayacaktık. Kabüllenecektik. Aslında istesem tüm pankartları stada sokabileceğimi de biliyordum ancak strese yer yoktu. Yoksa FB stadında pankartsız maç izlememiş bir Taraftar olarak... J

Güney Kale arkasına gittiğimizde gördükki bir şeylerin ters gittiği belliydi. Polis kordonu Güney Tribünle birlikte başlıyordu ancak baktım, Kayserispor formalı ve atkılı çok Taraftar vardı orada. Tellerden girecektik ki tuttuğum takım Kayserispor’ un parasını verdiği Güvenlik Görevlisinin cevabı Osmanlı Tokatı gibi çarptı yüzüme! “Sizi bu şekilde Forma ve atkı ile alamam, yanlış gelmişsiniz burası Fenerbahçe Tribünü”. Ben sabırla anlattım: “Bak Ablam, bilette Misafir Takım yazmıyor”. Ablam ısrar etti. İtirazlarım sonrası etraf kalabalıklaştı ve parasını verdiğimiz tüm Özel Güvenlikçiler Forma ve atkılarımızı çıkarmadan içeri giremeyeceğimizi söyledi.

Olumlu olma çabasıyla ısrarlarımdan vazgeçtim ve kızıma dönüp “Eve gidiyoruz, maçı evde izleyeceğiz” dedim. O sırada beklemediğim bir şey oldu ve kızım ağlamaya başladı: “Ben bu maçı bekliyordum. Maça mutlaka gireceğim. Bobonun golünde bağıracağım.”. Israrlarım sonuçsuz kaldı ve Nisa’ yı da ikna edemedim. Mecburen formalarımızı çıkarıp girecektik içeri ancak Nisa formayı da çıkarmayı reddetti: “Formamı çıkarmam ve de maçımı izlerim”. Nisa’ nın montunun önünü iyice kapattım. Benim formayı ve atkılarımızı ton balıklı sandviç ve su matarasının olduğu çantaya sıkıştırdık. İçeri girdik. Bu arada tüm Taraftarlarımız da bizim gibi yapıyordu...

Turnikelere geldiğimizde Polis Memuru, çantadaki forma ve atkılarla içeri giremeyeceğimizi söyledi. Çantaya sıkıştırılmış formanın rengi gözükmeyecekmiş. Can güvenliğimizi sağlayamazlarmış. Uzun pazarlıklar sonucunda içinde Kayserispor Formam, atkılarımız ve de Kayserispor Şapkamızın olduğu çantayı Kantine bırakmak konusunda pazarlık yaptık. Bu arada Güvenlikçiler 8 yaşındaki kızımın su matarasını tehlikeli buldu ve vermek zorunda kaldık.

Yıllardır Türkiye’ nin dört bir yanında maç izleyen bir vatandaş olarak gördüğüm en güvenliksiz ortamı bu maçta gördüğümü söylemek isterim. Güney Üst daha çok Ankara’ dan gelen FB Taraftarlarına verilmişti ve de tam altlarında Kayserispor Taraftarları vardı. Maçın sonuna kadar da üstlerine maytap ve patlayıcı madde attıklarını zaten görmüşsünüzdür.

Maç başlamadan Güney Üst Tribünün Maraton Üste bakan kapısı açıldı ve biz hemen Kantindeki çantamızı alıp Maratona geçtik. Böylece Deplasman Taraftarlığından bir nebze kurtulmuş olduk. Forma ve atkılalarımızı çıkardık. İstiklal Marşımızı atkılarımızı yukarı kaldırarak coşkuyla söyledik.

Pankart yasağının kaynağı olarak gösterilen Pankartın ise maçta açılan tek pankart olması, büyüklerimizin bu işi ne kadar iyi bildiğini ispatladı (!).

Sonuç olarak Kızımın tahmini doğru çıktı. Bobo golünü attı. Nisa da sevinçle sarıldı bana. Takım da iyi oynadı. Güzel maçtı. Nisa da son dakikalarda gelen beraberlik golüne rağmen çok mutlu oldu. Güzel maçtı, Nisa da eğlendi evet ama yoruldum be... Hakikaten yoruldum. Ne yapıyorum ben. Kendi şehrimde, kendi stadımda deplasman Taraftarı muamelesi görmekten yoruldum. Bacaklarım, kalçam, belim, omuzlarım, karnım; neredeyse her yerim ağrıyor şu an. Olaylar aklıma geldiğinde fark etmeden dişlerimi gıcırdattığımı hissediyorum. Üstelik bu saçma olaylara herkes kulaklarını tıkamış durumda. Zaten bu da beni daha çok yoruyor ve üzüyor. Bugün yaşanan olay birebir GS’ nin stadı TOKİ Arena’ da yaşansaydı nasıl bir uygulamaya gidilirdi? Bu soru beni daha çok çıldırtıyor. Daha çok yoruluyorum.

Ama izin vermeyeceğim. Bizi azaltamayacaksınız. Bizi stadtan uzaklaştıramayacaksınız. Kendi stadımızdaki deplasman maçlarına yine geleceğiz. Ne beni nede Kadıköylü olduğunu gururla söylerken yine gururla KAYSERİSPORLUYUM diyen kızımı yıldırabiliceksiniz. Biz azalmayacağız, artacağız ve biz çoğaldıkça siz azalacaksınız!

 

Yolumuz çoook uzun ancak inanın çık hızlı yürüyoruz.

Serdar ERBASI

https://twitter.com/ SerdarERBASI

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları