BU HAYATTAN BİR UĞUR DAĞDELEN GEÇTİ...
Uğur Dağdelen Anısına (1973-2015)
Kayserispor Tarihinden Kesitler ile Uğur Dağdelen...
Selim Dündar
Fotoğraflar, eskiden çok kıymetliydi. Şimdiki gibi sınırsız sayıda ve planlı pozların verildiği zamanlar değildi. İnsanlar hesabi değil, kalbi yaşıyorlardı. Düşünün bugün insanlar güzel bir fotoğraf yakalayıp insanları etkileyeceğim diye selfie çekerken düşüp yaşamlarını yitiriyorlar. O tarihlerde insanlar hayatlarını fotoğraf karelerine sığdırmaya çalışmıyorlardı, hayatın bizzat içindeydiler.
Hangi dönemlerden mi bahsediyorum. 1990'lardan. 90'lardan bir fotoğrafa bakarken, neler geçti aklımdan, hüzünler, hüzünler...
1993-1994 1. Lig Futbol Sezonu'ndan
1993-1994 sezonunda Karabükspor'un onbirini gösteren bir fotoğraf. Evet, o sezon talihsiz bir şekilde Karabükspor son anda ligden düşmüştü. Ancak bu onbir ligin ikinci yarısında oynadığı futbol ile lig tarihinin biririni tamamlayan en iyi onbirlerinden biri olmaya aday olmuştu. En azından futbolun içindekiler tarafından unutulmayan bir onbir olmuştu. Karabükspor lige teknik direktör Ali Kemal Denizci ile başlamış, ardından Susam Altunkaya ve ilk yarının sonunda İlyas Tüfekçi ile anlaşma yapılmıştı. İlyas Tüfekçi geldiğinde takım sadece 7 puan toplayabilmiş ve ligin sonuncu sırasında idi. İlyas Tüfekçi ile 15 haftada 6 galibiyet 3 beraberlik ve 6 mağlubiyet alınıyor ancak bu yeterli olmuyordu.
Ligin 27. haftasında; 24 Nisan 1994 tarihinde Kayseri Atatürk Stadı'nda saat 14:30'da Kayserispor Karabükspor ile oynayacaktı. Hatırladığım kadarıyla hava yağmurlu idi ve bende tribündeki yerimi almıştım. Kayserispor sahaya kalede Hakan Polat, sağ bek Mehmet Şen, sol bek Mehmet Soykök, defansın ortasında İlhan Sancaktar ve Mustafa Uğur; orta sahada solda Hakan Azman, sağda Hayrettin Kılıç, ortada Abdullah Duran ve Levent Devrim (K. Levent), forvette ise Zafer Tüzün ve Shabani Nedzat şeklinde çıkıyordu. Yedek kaleci Öztürk Tanrıbilir ile Mehmet Kalemci, Salih Eken, Atabey ve Ergün ise yedekleri oluşturuyordu. Kayserispor teknik direktörü Samet Aybaba, Karabüspor teknik direktörü İlyas Tüfekçi idi. İlyas Tüfekçi 80'li yıllarda Avrupaya karşı henüz komlekslerimizi yenemediğimiz dönemlerde Erdal Keser ile birlikte Almanya'da oynayan ve oradan milli takımlara çağrılan gururlarımızdandı. Sonra Türkiye'ye gelmiş Fenerbahçe ve Galatasaray'da forma giymiş, 1991'de Zeytinburnuspor'da oynayıp 31 yaşında futbolu bırakmıştı. Futbolu yeni bıraktığı dönemlerdi ve genç, dinamik ve istekliydi. Ayrıca Karabükspor ile inanılmaz maçlar çıkarıyor, ligden düştü denilen takımı her takımla mücadele eder bir havaya sokmuştu. Bu yüzden saygı duyuluyordu ve karizması zirvedeydi.
Karabükspor sahaya kalede Bosna asıllı Türk kaleci Fevzi Layiç, savunmada sağ bek İlhan Özer, sol bek Hakan Ünsal, defansın ortasında Şakir Özkayımoğlu ve Levent Açıkgöz, orta sahada ön libero Cankat Önder, onun yanında kaptan Tarık Yurttaş, Sedat Kalaycı, onların önünde Cezayirli Jugurtha Hamroun Youssef ve ileride Ümit İnal ve Uğur Dağdelen onbiriyle çıkıyordu. O sezon İlyas Tüfekçi'den önce sadece 7 puan toplayan Karabükspor, İlyas Tüfekçi ile inanılmaz bir çıkış yakalıyordu. Oyuncular da yeteneklerini sergilemeye başlıyordu.
Kalede Fevzi Layiç son derece iyi bir kaleci idi. Zaten sonradan 1996 yılında Fenerbahçe'ye transfer olmuş ancak yedekte beklemiştir. Günümüzde Akhisar'da Cihat Arslan'ın kaleci antrenörlüğünü yapmaktadır. Sağ bekte oynayan İlhan Özer, o dönemler Gökhan Gönül'ün formda dönemi gibiydi. İleri-geri çalışıyordu. Çok iyi bir sağ bekti. Sonra Kocaelispor'a transfer olmuştu. Sol bekte Hakan Ünsal, zaten herkes biliyor, sezon sonu Galatasaray'a transfer olmuş ve 8 sene Galatasaray forması giymiştir. Türk futbolunda K. Hakan adıyla gelmiş geçmiş en iyi sol beklerden birisi olmuştur. Defansın ortasında oynaşan Şakir, İzmirspor'dan yetişmişti ve takımın tecrübeli oyuncularından biriydi. Şimdilerde oğlu da Göztepe alt yapısında oynuyor. Onun yanında oynayan Levent Açıkgöz ise adeta Karabükspor'un Fehmi Kuş'u durumunda. Karabükspor'un zor dönemlerinde hep gelip teknik direktörlük yapıyor. Halen de Karabükspor teknik direktörü.
Orta sahada defansif olarak oynayan Cankat Önder, 1994-1995 sezonunda Nevzat Güzelırmak döneminde Kayserispor'da oynayacaktır. Nevzat Hoca'nın oyun tarzını sevdiği oyunculardandı. Kaptan Tarık, orta sahanın beyni idi ve çok iyi bir oyuncuydu. Sonradan Eskişehirspor'a transfer olacaktır. 2000 yılında futbolu Ispartaspor'da bırakmış ve ardından Kırşehirspor, Batman Petrolspor gibi takımlarda teknik direktörlük yapmıştır. Cezayirli Yousssef ise Türkiye'ye ilk gelen Afrikalı oyunculardandı. Ofansif orta sahaydı ve hayli etkili oynuyordu. Sonraki sezon Bursaspor'a transfer olmuştu. Forvet ise Karabükspor'un en etkili yeriydi. Ümit İnal, 1.90 boyuyla hava toplarında etkiliydi. Zaten sonradan Kocaelispor'a transfer olmuş ve uzun yıllar liglerimizde etkili bir oyuncu olarak oynamıştır. Onun yanında ise Uğur Dağdelen oynuyordu. Uğur Dağdelen Merzifon'lu idi. 3 Ekim 1973 doğumluydu. O tarihte henüz 21 yaşındaydı. O sezonbu ikili iyi bir sezon geçirmişler ve Karabükspor gibi ligden düşen bir takımda toplam 14 gol atmışlardı.
Maç 0-0 giderken, maçın 75. dakikasında Karabükspor penaltı atışı kazanmış ve penaltıyı kullanan Youssef golü atmıştı. Maçta 1-0 Karabükspor'un üstünlüğü ile tamamlanmıştı. Karabükspor, ligden düşmeme adına bir önemli galibiyet daha almıştı. Kayserispor ise o sezon nispeten rahattı. Ligi 31 puanla 12. tamamlayacaktı. O sezon Salih Eken 4, B. Levent 3 gol atmıştı.
Karabükspor ligin son haftasında düşmeme yolundaki rakibi Zeytinburnu ile oynayacaktı. Maç öncesi Karabükspor 28, Zeytinburnu 27, Karşıyaka 27 ve Sarıyer 26 puanla düşmeme mücadelesi veriyorlardı. İlk yarıyı Zeytinburnuspor 1-0 önde tamamlamıştı. İkinci yarıda Karabükspor 1-1'lik skoru bulmuştu. Bu sonuç Karabükspor'un düşmemesi için yeterliydi. Ancak maçın uzatma dakikaları oynanırken, Zeytinburnuspor Adnan Baytar'ın golüyle maçta 2-1 öne geçiyordu. Karabüksporlu tüm oyuncular ve İlyas Tüfekçi son saniyede gelen bu gol sonrası yıkılmışlar ve yere çökmüşlerdi. Zeytinburnuspor teknik direktör Erol Togay ile 30 puanla ligde kalmış, Karabükspor ise 28 puanla ligden düşmüştü. Takımın son haftalardaki inanılmaz mücadelesi takımı ligde bırakmaya yetmemişti ancak o sezon sonu pek çok Karabükspor futbolcusu iyi takımlara transfer olmuştu.
İlyas Tüfekçi ise bana göre hatalı bir seçim ile Kocaelispor'da Mustafa Denizli'nin yardımcılığına gelmiş ardından da Zeytinburnuspor teknik direktörü olmuş ancak başarılı olamamıştır.
İlyas Tüfekçi, maalesef son üç yıldır ALS hastalığı ile mücadele ediyor. İlyas Tüfekçi, şu anda 58 yaşında ve hastalığı nedeniyle son 1,5 yıldır yürüyemiyor. Türk futbolunda "Küçük Dev Adam" lakabı ile tanınan İlyas Hoca'ya Allah şifa versin inşallah...
Uğur Dağdelen sezon sonu Karabükspor'un bırakmaması üzerine başlangıçta kendisini isteyen kulüplerle anlaşma yapamamış fakat sonra ara transferde Bursaspor ile anlaşmıştır. Karabükspor'dan takım arkadaşı Youssef de Bursaspor'dadır. Bursaspor ara transferde Hasan Çelik'i Kayserispor'a vermiş ve Karabükspor'dan Uğur Dağdelen ile anlaşmıştır. Takımda Tuncay Akgün, Tunahan Akdoğan, Mususi ve Hakan Keleş gibi oyuncular vardır. Uğur Dağdelen oynadığı maçlarda mücadeleci oyunu ile öne çıkmış ancak sezon sonu Bursaspor'dan kendi şehri olan Samsunspor'a transfer olmuştur.
İki sezon üst üste Samsunspor'un o efsane kadrosu zamanında Samsunspor forması giymiştir. Ancak Cenk İşler ile Serkan Aykut o kadar iyi bir grafik yakalamışlardır ki Uğur Dağdelen kadroya girememeye başlamıştır. Ayrıca takımda Celil Sağır, Timofte gibi iyi oyuncular vardır. Devre arasında Samsunspor'da teknik direktör Gigi Multescu takımdan ayrılır ve Samsunspor Mitroviç ile anlaşır.
1997-1998 1. Futbol Ligi Sezonu'ndan;
Gigi Multescu, 1997-1998 sezonu öncesi Kayserispor ile anlaşır ve Samsunspor'dan öğrencisi Uğur Dağdelen'i kiralık olarak kadroya dahil ettirir.
Kayserispor'un iyi bir kadrosu vardır. Forvette Rumen Strizu ile Uğur Dağdelen; orta sahada Güney Afrikalı Mkalele, Levent Devrim ve Cengizhan gibi iyi oyuncular vardır. Kaleciler Makedon kaleci Celeski Danko ve Bahattin Yıldırım'dır.
Kayserispor için o sezonun en unutulmaz maçı 23. hafta İstanbul'da oynanan Fenerbahçe maçı olacaktır. 22 Şubat 1998 Pazar günü saat 19:00'da Kayserispor lider Fenerbahçe ile İstanbul Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda karşılaşacaktı.
Maç öncesi Fenerbahçe 45 puanla lider, Kayserispor ise 25 puanla düşme hattının hemen üzerindeydi. Kayserispor bir hafta önce Vanspor'u Uğur Dağdelen ve Murathan Karagöl'ün golleriyle deplasmanda 2-1 yenmiş ve moralliydi. Fenerbahçe ise bir hafta önce Galatasaray ile karşılaşmıştı. Maç Okocha ve Boliç'in golleriyle 2-2 bitmiş ve Fenerbahçe liderliğini devam ettirmişti. O dönemler meşhur "20:45'de lideriz" sözünün slogan olduğu ve Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra Başkan Ali Şen'in Okocha'ya "Jay Jay saat kaç" esprisini yaptığı dönemlerdi.
Kayserispor, teknik direktör Gigi Multescu, Fenerbahçe teknik direktörü Otto Bariç idi. Kayserispor sahaya kalede Bahattin, sağ bek Serkan Bensol, sol bek Necdet Sekmen, defansın ortasında Kongolu Dominique Kiala , İsmail Doğan ve libero olarak Erhan Doğan; orta sahada K. Levent (Levent Devrim), Cengizhan Hınçal, Murathan Karagöl ile ileride Uğur Dağdelen ve Kongo'lu olan Ndayi Kalenga. Fenerbahçe'de ise kalede Rüştü Reçber, defansta meşhur dörtlü İlker, Jes Hogh, Uche (Deniz Uygar) ve Erol Bulut, orta sahada Kemalettin Şentürk (bir ara Erciyesspor teknik direktörü de olmuştu.), Taner Savut, Tuncay Akgün ve Jay Jay Okocha (Muhammet Yavuz), forvette ise Boliç ve Saffet Sancaklı oynuyordu. Kayserispor maça süratli başlamıştı. Daha birinci dakikada Necdet'in ortasında Ankaragücü'nde oynayan Kalenga'nın kardeşi olan Ndayi Kalenga vuruyor, Rüştü çıkarıyordu. Dakikalar 25'i gösterdiğinde Kayserispor Levent Devrim ile soldan gelmiş ve Levent'in ortasında Kalenga kafayı vurmuş ve gol olmuştu. Fenerbahçe Stadı sessizliğe gömülmüştü. Kayserispor şok şekilde öne geçmişti. Golden sonra, 36. dakikada Okocha'nın nefis şutunu, kaleci Bahattin müthiş çıkarmıştı. 40. dakikada ise Kayserispor'da moralleri bozan şeyler oldu. O ana kadar harika oynayan Levent Devrim ve Kalenga sakatlanmışlardı. İkisi de oyuna devam edemeyince Multescu oyuna Erol Kapusuz ve Hakkı Daş'ı almıştı. İlk yarı 1-0 Kayserispor'un üstünlüğü ile kapanmıştı.
İkinci yarıya Fenerbahçe süratli başlamıştı. Şampiyonluk mücadelesi veriyordu ve liderdi. Golü bulmaları uzun sürmedi. 52. dakikada, Okocha korneri kullandı, Saffet Sancaklı kafayı vurdu ve skora eşitlik geldi: 1-1. Fenerbahçe Stadı coşmuştu. Herkes erken gelen gol nedeniyle maçın rahat kazanılacağını düşünmeye başlamıştı. Ancak öyle olmadı. Kayserispor pes etmiyordu. 69. dakikada sahneye Uğur Dağdelen çıktı. Serkan Bensol ortaladı, Uğur kafayla nefis vurdu. Skor 1-2 olmuştu. Bir hafta önce şampiyonluk şarkıları söyleyen Fenerbahçe taraftarı saatler 20:45'i gösterdiğinde liderliği bırakıyordu. Maç Kayserispor'un üstünlüğü ile bitmişti. Maçtan sonra, Galatasaray'ın hıncını alan Kayserispor'a karşı Galatasaray taraftarı büyük bir sempati besliyordu. Hatta bazıları çocuğum olursa ismini "Uğur Kalenga" koyacağım diyordu. 1997-1998 sezonunu Galatasaray Fenerbahçe'nin 4 puan önünde 75 puanla şampiyon tamamlayacaktı. Ancak Kayserispor adına işler beklendiği gibi gitmeyecekti. Kulüp tarihinin en üzücü sezonlarından birisi yaşanacaktı. Ligin 28. haftasında Kayseri'de Gaziantepspor'u 36. dakikada Uğur Dağdelen'in golüyle 1-0 mağlup etmiştik. Kayserispor, 31 puanla 14. sırada; Gaziantepspor ise 24 puanla 17. sırada idi. Bu sonuçla rahatlamıştık. Ancak Gaziantepspor, Celal Doğan'ın başkan olduğu bu dönemde, sonraki 6 haftada hiç mağlubiyet almayacaktı. Bursaspor ve Karabükspor'u deplasmanda yenecek, toplamda 4 galibiyet ve 2 beraberlik alarak, son altı haftada topladığı 14 puanla ligi 38 puanda tamamlayacaktı. Kayserispor ise 3 yenilgi, 2 galibiyet ve 1 beraberlik alacaktı ve toplamda 38 puana ulaşacaktı. Kayserispor'un son altı haftada kaybettiği maçlardan biri de içeride 6-5 kaybettiği Trabzonspor maçıdır. Gerçekten hiçbir iddiası olmayan Trabzonspor karşısında, maç elimize gelmesine rağmen basit hatalarla yediğimiz goller sonucu maçı kaybetmemiz, Antep'e büyük avantaj vermişti. Uğur Dağdelen bu maçta hat-trick yapmıştı ancak maalesef Uğur'un bu performansı ikinci kez o hazin olayı, ligden düşmeyi yaşamasına engel olmamıştır. Ligi, hem Gaziantep hem Kayserispor 38 puanda tamamlamış ancak averajı Kayserispor'dan iyi olan Gaziantep ligde kalacak, Kayserispor ise averajla küme düşecekti. O sezon benim de en çok üzüldüğüm sezonlardan birisi olmuştur. Çünkü Kayserispor oynadığı futbol ile hiç de düşmeyi haketmemişti. Hatta Gaziantep'i yenerek de ligde kalmayı hak ettiğimizi herkese ilan etmiştik. Ancak kader demek gerekiyor.
Sonraki sezon 2. ligde teknik direktör Kemal Kılıç ile ligin en iyi top oynayan ekibi oluyorduk. Bilhassa Levent Devrim ve Mustafa Kocabey altın sezonlarını yaşıyorlar ve harika goller atıyorlardı. Ancak Yükselme Grubu'nu Vanspor ve Denizlispor'un 1 puan gerisinde tamamlıyor ve 1. lige çıkamıyorduk. Vanspor Rıdvan Dilmen ile şampiyon olmuştu. Sezonun flaş oyuncuları ise Denizlispor'dan Yusuf Şimşek, Göztepe'den Ceyhun Eriş, Kayserispor'dan Levent Devrim olacaktı. Flaş golcüler ise Vanspor'dan Ercüment Şahin, Kayserispor'dan Mustafa Kocabey, Denizlispor'dan Veysel Cihan ile Göztepe'den Hasan Çelik oluyordu. Papin Mustafa (Mustafa Kocabey) toplamda 31 gol atmayı başarmıştı. Bu sezon Levent Devrim ve Papin Mustafa'nın belki de futbolculuk kariyerlerinin en iyi sezonu olmuştu. Ancak maalesef 1. lige çıkmaya yeterli olmamıştı.
Uğur Dağdelen, 1997-1998 sezonu sonunda Samsunspor'a geri döner. 1 sezon iyi bir oyun ortaya koyar. Ancak sonraki sezon hem sakatlıklar yaşar, hem de Serkan Aykut, İlhan Mansız, Tümer Metin gibi oyuncuların olduğu takımda kadroya girmekte zorlanır. Ailevi ve psikolojik durumunu yakinen bilen yok ancak sonradan ani bir kararla daha 28 yaşında futbolu bırakma kararı alır ve Merzifon'a yerleşir.
Uğur Dağdelen, futbol hayatının en iyi zamanlarını belki de Kayserispor'da yaşamıştı. 1997-1998 sezonunda harika oynamıştı. Etkili şutları vardı, güçlü bir oyuncuydu ve hava toplarına da hakimdi. İstediği ve oynadığı zaman durdurulması güç bir oyuncuydu. Kayserispor'da oynadığı sezon A milli takıma da çağrılmıştır. 22 Nisan 1998 tarihinde Türkiye'nin Moskova'da oynadığı Rusya özel maçında forma giymiştir. Oyunun 80. dakikasında Okan Buruk'un yerine oyuna dahil olmuştur. Teknik Direktör Mustafa Denizli'dir. Uğur Dağdelen, 8 kez de ümit milli takım formasını giymiştir. Toplamda 142 Süper Lig maçında 33 gol atmıştır. 3. ligde Merzifonspor'da 78 maçta 33 gol atmıştır. Türkiye Kupası'nın da başarılı golcülerindendir. 19 Türkiye Kupası maçında 9 gol atma başarısı göstermiştir.
Futbolu bıraktıktan sonra, Merzifon'a memleketine yerleşmiştir. Çok fazla insanlarla iletişim halinde olmayan, içine kapanık bir yapısı olduğundan ve son dönemlerinde psikolojik tedavi gördüğünden bahsedilmiştir. Uğur, 24 Eylül 2015 tarihinde henüz 43 yaşındayken dubleks evinin araba garajında başına tabanca ile ateş etmek suretiyle intihar etmiş ve yaşamına son vermiştir. Allah taksiratını affetsin, rahmetiyle muamele etsin inşallah...
Uğur Dağdelen, 1994 yılında Karabükspor ile 1998 yılında ise Kayserispor ile ligin son maçında dramatik şekilde küme düşmeyi yaşamıştır. İki acı düşme hikayesi üzerinden, bir Anadolu delikanlısının bu hayat karşısında tutunamayarak düşüp, yitip gitmesini anlattım. Allah kalanlara sağlık ve sabırlar versin...
Selim Dündar
Facebook Yorumları