Bursaspor Maçında Taraftar Profilimiz ve Stadımız-Serdar Erbaşı

Biz tabi önce C blok ve D blok ön ön koltuklara dizildik. “Biletinizde yazan koltukta oturan olduğunda …” diye başlayan anonslar eşliğinde koltuklarımızın gerçek (?) sahiplerini beklemeye başladık. Bu arada C blokta oturanlarla muhabbet edip sordum, biletleri nasıl buldular diye. İlk aldığım cevap beni yıktı. Yanımda çocuğuyla gelen abimiz “Bileti …. Cemaatine ait bir dernekten verdiler, çok ısrar ettiler. Onun için geldim” dedi. Maça geldiği için utanıyordu abimiz. Yoksa maça gelir miydi hiç. Bir ton zibidi vardı maçta…

Doğu alt tribünün her tarafında sordum o soruları. Bir Taraftara dahi rastlamadım ki bileti bilmem ne gişesinden para vererek aldığını söyleyen. Öncelikle kimse bize hikaye anlatmasın. En az 15.000 bilet satışa çıkmadan bir yerlere kaydırıldı. Hayatlarında hiç maça gelmeyen Kayserili Vatandaşlarımız maça getirildiler. Umarım ortamı beğenmişlerdir ve bu suretle bu hatalı karar sonrası stad dolar.

Maç için Adana’ dan Kayseri’ ye yola çıkmak için iş adamı olan bir arkadaşımı aradım. Maça gelmek istemediğini ancak … dan kendisine bilet gönderildiğini, biletleri işçilere dağıttığını ancak elinde kalan diğer biletleri de heba etmek istemediğini söyledi ve beni maça davet etti. Hayatında bir yada iki defa gelen arkadaşım beni maça davet etti. Beni… Bir de “Bilet bulamamışsındır” dedi ya, bu beni harbiden yıktı.

Diyarbakır maçında 10 ve 20 TL para verip de maça gelen 9.000 taraftarın ancak 1.000 adedi bu maça gelebildi. Gelemeyen 8.000 kişinin yarısının küstüğüne ve “Bir daha maça gitmem” dediğine de eminim. Bu müthiş galibiyet ve liderlik sarhoşluğunu yaşamak hakkımız ancak bu saçmalık da eleştirilmeli.

Bu maçta etrafındaki Vatandaşlardan daha önceki maçlarda hiç duymadığım kadar küfür duydum. Futbolcumuzun bir tanesine söven bir şahşiyetsizle de kavga ettim. Futbol kurallarını bilmeyen Kayserililerin saçma yorumlarına kulaklarımı tıkamak zorunda kaldım. En çok duyduğum laf ise “Otur” oldu. Kalkıp kalkıp oturmaktan bacaklarım ağrıdı. Sayelerinde uzun zamandır yapmadığım kadar spor yaptım. Maçın son 5-10 dakikasında dışarı çıkmak için hareketlenen Vatandaşlarımıza laf sokmayı ihmal etmedim. “Nereye Vatandaş, daha maç bitmedi. Tabii beleş biletle girdin ya. Çıkarsın tabii” Bu lafı yiyenlerin çoğu gitmekten vazgeçti.

Şimdi gelelim güzel şeylere…

Bu saçma kararlar sonrası stada aileler geldi. Aileler stadda kavganın, toplu küfürün olmadığını gördü. Bu sayede belki evlatlarını maça gönderirler. Kale arkasında bazı ufak guruplar vardı ve güzel tezahurat yaptılar. Pozisyonlara anlık tepkiler güzel verildi. Tabii bu Taraftar Profilinin 3-0 lık muhteşem bir galibiyette olumsuz bir tablo sergilemesine olanak vermezdim. Tam tersi bir sonuçta ne olurdu bilemem…

Üst Kale Arkasındaki Kapalı Kale Gurubunu çok beğendim. Özellikle ikinci yarının başında çok iyiydiler. Diğer tribünlerin katılımını sağladılar. Açtıkları bayrak çok güzeldi. Sayıları çok iyiydi. 3 yada 5 bin civarıydılar. Pankartları çok güzeldi. Kendilerini tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum.

Son olarak Stad konusunda bir eleştiri yapmak gerek. Stad konusunda olumsuz konuşmak istemiyoruz ancak şu bir gerçek ki stadın akustiği tam analmıyla fiyasko. Sesi içeride o kadar iyi hapsediyor ki tezahurata katılım ne kadar yüksekse ses o kadar anlaşılmaz oluyor. Televizyonda tezahuratlarımız sadece bir uğultu olarak duyuluyor. Tezahuratın anlaşılabilmesi için katılım miktarı 3bini geçmemeli. Koltuk renkleri ise tek boş koltuğu bile cümle aleme ilan ediyor. Boş koltukları saklamanın yönteminin koyu renk koltuktan geçtiği gerçeğini galiba bilmiyorlardı. Kızım Stadın ilk ışıklandırmasını gördüğünde defalarca geldiği stadı tanımadı ve bana sordu: “Baba burası düğün salonu mu?”. “Hayır kızım bu Kadir Has Şehir Gazinosu” diye cevap veremedim.

Bilet fiyatlarının normale dönmesi sonrası nasıl bir tablo ile karşılaşacağımız konusunda ise en ufak bir fikrim yok.

Serdar ERBASI