“1970’ler Ankara’sında genç ve amatör ligin son haftalarında iddiasız takımların henüz lisansı çıkmamış küçük yetenekleri sahaya sürüşü” yaygın bir uygulamaydı…
Yanılmıyorsak 1976’nın (yoksa 1977’mi) son 90 dakikasında Hacettepe-Güneşspor karşılaşıyordu ve Pire Mehmet ile Avni Bulduk ilk yarı 1’er, ikinci yarı 5’er sahte oyuncuda anlaşmıştı…
Maça fazla sahte oyuncuyla başlayamazdınız çünkü genellikle kontroller ilk düdük çalmadan yapılırdı. Dahası esami listesine yazılan çakmalar da dikkat çekmeme adına lisanstaki fotoğrafa biraz benzemeliydi…
İki taraf birden sahte oyuncu oynatınca itiraz edilemiyor, hükmen mağlubiyet riski ortadan kalkıyordu…
Tabii çocukların hangi lisansla oynuyorsa onun üzerinde yazan bilgileri öğrenmesi gerekiyordu; olaki adı-soyadı-memleketi-ana baba adı sorulduğunda cevap verebilsin...
Kadere bakın şansımızın hiç tutmadığı Güneşspor’a karşı ilk yarıyı ite kaka 1-0 önde kapatmaz mıyız!!
50 bilemediniz 60 mt uzaklıktaki soyunma odasına gittiğimizde Pire Mehmet “Madem ki Avni Ağayı bugün elimize düşürdük, sevmeden bırakmayalım öyleyse (bu kadar kibarca değil elbet!)” deyip sol yumruğunu sağ eliyle üstten şaklattı(!) ve bırakın kaçakları sahaya sürmeyi, tek sahtenin yerine ası koydu. Dış sahaların duayeni yaşlı kurt Avni Bulduk’un tepkisini öyle merak ediyorduk ki!
Güneşspor 5 yeni yüzle 1 Nolu Sahada hakemi beklerken Avni Ağa teker teker sayıyordu; “Fatih oynuyor, Haldun oynuyor, Kamil oynuyor, ulan bunlar kimi çıkardı ki; ana, Yılmaz’ı da almışlar; kandırdılar beni” diye bir sızlanması vardı; gülmekten yere yatardınız…
İlk defa o gün onları yensekte bildiğimiz, tanıdığımız Avni Ağa eminiz bunun altında kalmamış, acısını çıkarmıştır bir şekilde ilerleyen zamanda…
Toprak sahaların cefasını çokça çeken, sefasını hemen hiç sürmeyen tüm güzel insanların ruhu şad olsun…
Fatih Uraz
Facebook Yorumları