ERCİYES’İN SUYU SANA HARAM OLSUN DEDİ ve TELEFONU YÜZÜME KAPATTI
Kayseri Spor sevdalısı,
İstanbul’daki talebelik yıllarımdan, 1968- 69 gibi...
Bir Cumartesi günü, yurtta kalan arkadaşlarımdan birini görmek için Çapa’da bulunan Kayseri Yüksek Tahsil Talebe Yurduna gittim, Aşağıdan kapı görevlisine arkadaşın adını anons ettirdim, arkadaşımın aşağı inmesini bekliyorum, o esnada yurt kapı görevlisinin telefonu çaldı, görevli konuşurken, evet efendim yanımda bir talebe var dedi ve telefon ahizesini bana uzattı,
-Alo...buyrun !
Karşıda heyacanlı, soluk soluğa bir ses ,
-Alo... Kayseri’limisin Sen ?
-Evet, hayırdır ?
-Bana bak arkadaş !!!...
-Sana buradan bakamam ama, seni dinliyorum,
-Neyse neyse, Kayseri Spor olarak İstanbul’a geldik, yarın İnönü Stadında Sarıyer’le maçımız var, beni iyi dinle,
-Sen kimsin arkadaş ?
-Ben Mehmet bilmem kim( Soyadını söylemişti, şimdi hatırlayamadım)
-Kim isen seni hala tanıyamadım arkadaş ! ( Halbuki hemen tanımıştım )
Kızdı ve bağırarak,
-NENİ oğlum, NENİİİİİ...ne biçim Kayseri’lisin ? (oysa ki, kendisine Neni’ denmesine de çok kızardı)
-Peki Mehmet şimdi tanıdım, ne diyorsun ?
-Yurdun kapısına bidene kaat yaz, yarın hepiniz saat iki de maça gelin, takımı destekliyeceğiz.
-Kapıya zaten kağıt yazmışlar, herkesin haberi var, ama biz İstanbul’da okuyoruz, Sarıyer’i destekleriz.
Şaşırdı!...
Biraz sessiz kaldı,
-Vatan haini, Erciyesin suyu sana haram olsun diye bağırdı, telefonu yüzüme kapattı.
......
Okulumuz bitti, Kayseride çalışmaya başladığım günlerde bir gün kendisiyle İstanbulda böyle bir telefon konuşmamız olduğunu hatırlattığım zaman, o gevur senmiydin diye üzerime yürümüştü.
Bir süre sonra askere gittim,
Manisa’da yedek subayım ve Tümen Komutanı Tüm General’in yaveriyim, Manisa’da ne tür etkinlik olursa olsun, ( bayramdı, baloydu, konserdi ) hepsine Garnizon Komutanı olarak Manisa Valisi ile birlikte mutlaka katılan komutanımız nereye giderse, bende mecburen yakınında bulunuyorum.
Bir pazar günü,
Kayseri Sporun, Manisa Sporla maçı var, maç Manisa’da, Vali bey ve bizim Komutan da stad’da maç’talar, haliyle bende oradayım.
Etrafımızda futbol meraklısı müdürler ve Tümenden de bazı meraklı subaylarla maçı seyrediyoruz.
Kayseri grubunda hemen hemen hepsini sima olarak tanıdığım az sayıda hemşehrimiz ve Manisada askerlik yapan Kayserili gençler olduğunu tahmin ettiğim on - on iki kişi kadar da Kayseri Spor taraftarı var, tabiiki (Neni) Mehmet’de orada, yine heyacanlı, sahanın kenarında bir o tarafa gidiyor, bir bu tarafa geliyor.
Maç oynandı bitti, skoru unutmuşum ama Kayseri spor yenildi.
Herkes kalktı tribünleri yavaş yavaş boşaltıyor vali beyle komutanda yavaş vavaş çıkarken, baktım yanımdan Neni Mehmet geçiyor, komutanlardan bir kaç adım gerideydim, geçmiş olsun Mehmet, futbol bu her sonuç oluyor dedim, döndü bana baktı şaşırdı, burada hiç böyle bir tanıdık beklemiyordu, resmi elbiseli olduğum halde, sanki ne yaptığım belli olmuyormuş gibi
“Birazda Kayseri usulü küfürle karışık, sen burda ne geziyon lan”
diyerek gelip koluma girdi sonra, benim yüzümden paşadan fırça yeme diye kolumu bıraktı,
Maçın hakemlerine veriyor, veriştiriyor.
Stadın dışına kadar konuşup, vedalaşmıştık.
......
“Neni Mehmet,” o yıllarda Kayseride çok tanınan çok sevilen, renkli biriydi.
Her Kayseri Spor maçında takım kazansın diye kendinden geçercesine amigoluk yapar, yeterli tezahürat yapmıyorsunuz diye tribünlerle kavga ederdi.
Spordan başka, sosyal faaliyetleri de vardı,
Ankara’dan, İstanbuldan turneye çıkacak tiyatro toplulukları ile görüşerek onları Kayseriye getirir, çok değerli oyunlar sahnelenirdi.
O yılların meşhur ses sanatçılarına ( Barış Manço, Cem Karaca vb. ) Kaysede konserler organize eder, Kayseri halkına çeşitli aktiviteler, etkinlikler hazırlardı.
Bu aktivitelerin davetiyelerini günlerce önce dairelerimize getirir, bizzat teslim eder giderdi.
Genç yaşta vefatına çok üzülmüştüm,
Nur içinde yatsın."
Ali Özbilgin Ağabey ' e teşekkür ederiz.
Facebook Yorumları