Aydemir Doğan Röportajı -2011 Bekir Demirağ
Sayın Bekir Demirağ’ın 2011 Yılında Yapmış olduğu Aydemir Doğan Röportajı.
Sportif Dergisi olarak bu sayımızda sizlere ömrünü spora adamış, Kayseri’de önemli projelerin altına imzasını atmış, şehrimizin profesyonel futboldaki temsilcilerinden Kayserispor’da hem de en sıkıntılı dönemlerde yöneticilik görevi üstlenmiş, şair ve aynı zamanda güfte yazarı olan karizmatik birini tanıtacak, Gençlik Spor eski İl Müdürü sayın Aydemir Doğan’la gerçekleştirdiğimiz röportajı aktaracağız.
Bekir Demirağ’ın, Aydemir Doğan’ı evinde ziyaret edip yaptığı bu çok özel röportajı noktasına-virgülüne dahi dokunmadan aynen sunuyoruz.
Sayın Aydemir Doğan, samimi şekilde ifade edersem Aydemir abi, öncelikle bizi evinizde ağırlayıp bu röportajın gerçekleşmesine ön ayak olduğunuz için şahsım ve dergimiz adına teşekkür ediyorum. Okurlarımıza kısaca öz geçmişinizi anlatıp, kendinizi tanıtır mısınız ?
Bekir bey… Ben de sizlere teşekkür ediyorum.Unutulmuş ve kenarda bırakılmış Aydemir Doğan’ı bulup bu röportaja imkanı vermenizi bir vefa örneği olarak kabulleniyorum. Sağ olun. Beni çok memnun ettiniz. Duygulandırdınız kısacası… Aydemir Doğan , yani ben 1935 yılında Bünyan’da doğdum. Babam avukattı ve ben 7 yaşında iken vefat etti. Bünyan’dan Kayseri’ye dayılarımın yanına geldik tabii. Ben İstiklal İlkokulu, Kayseri Lisesi orta kısmı ve Kayseri Lisesi’nde okudum. Bekârım.
Peki abi, spora olan ilginiz nasıl başladı ? Gençliğinizde spor yaptınız mı ?
Ortaokul’da okurken voleybol, hentbol oynardım. Tesadüfen bir anda kendimi Erciyes Gençlik kalesinde buldum. Ama orada fazla maç oynamadım. 1-2 maç sonra Yolspor’a geçtim. Yolspor’da uzun yıllar yöneticilik de yaptım.O yıllar Kayseri’nin önde gelen amatör ekiplerinden biriydi Yolspor… Ligde çok güçlü bir Havagücü vardı, Karagücü vardı, Sümerspor vardı, Demirspor vardı. Tarihi Sümer Stadı’nda çok çekişmeli maçlar oynanırdı haa !
Kayseri’de Beden Terbiyesi Bölge Müdürü yani şimdiki adıyla Gençlik Spor İl Müdürü olarak uzun yıllar çalıştığınızı biliyoruz. Bu olay nasıl gerçekleşti?
Yolspor’da iken doğal olarak sporun içindeydim tabii. 1967’de Kayserispor’da yöneticilik daha açıkçası Genel Sekreterlik yaptım. Ne sıkıntılı yıllardı onlar ? Ama şehirde bir hava vardı. İnsanların birbirlerine güvenleri, sevgi ve saygıları vardı. Para değil, sözün geçerli olduğu yıllardı. Söz ağızdan bir çıktı mı, tamam… Yerine getirmeyeni tabiri caizse adamdan bile saymazlardı. Transferler bile sadece söz ile gerçekleşirdi. Şimdi her şey
para.. Söze kimsenin aldırdığı yok. Zaten tutan da kalmadı. 1972 yılında ben Kayserispor’da Genel Kaptan iken Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü için teklif aldım. Önceleri bu olaya pek sıcak bakmıyordum. Ama başta bazı dostlarım ve hatırlarını kıramayacağım ağabeylerim olmak üzere bu konuda epeyce ısrar edildi. Sonuçta kendimizi bu görevde bulduk işte.1989’da emekli olun caya kadar bilfiil bu görevi yaptım.
Bu görevde iken bazı önemli spor projelerinin altında imzanız bulunuyordu ?
Konuyu açtın da onun için söylüyorum Bekir bey. Evet, görev almakla gurur duyduğum Genç lik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde yaptığım bazı çalışmaları kısaca özetleyecek olursak, Erciyes-Tekir Yaylası’ndaki Gençlik ve Spor Müdürlüğümüze ait kayak evinin çok katlıya dönüştürülmesi, Muharrem Barut İstasyonu’nun yapımı, Talas İsmail Hakkı Güngör Tesisleri, bazı ilçelerdeki spor salonlarının ve sahalarının yapılarak gençliğin hizmetine sunulmasında çabalarım oldu diyebilirim. Eğer içinde bulunduğumuz hizmetleri saymaya kalkarsak olayı farklı şekilde değerlendirenler çıkabilir. Bu kadarı yeterli…
Kayserispor’da çalıştığınız yıllarda Beden Terbiyesi Bölge Müdürü sanırım merhum İbrahim Bamyacıoğlu idi ?
Evet… İbrahim bey, Allah gani gani rahmet etsin tam bir spor adamıydı. Yıkılan Atatürk Stadı’nın banisiydi. Yıllarca Erciyes Gençlik kulübünde yöneticilik yaptı. Kayserispor’un kuruluşunda da oldukça aktif bir rol oynamıştı.
İbrahim Bamyacıoğlu dedik de, aklıma hemen yıkılan Atatürk Stadı kompleksi içindeki onun adına yapılan Spor Salonu ve sizin adınızın verildiği Aydemir Doğan Yüzme Havuzu geldi…
Ah Bekir bey kardeşim… Orasını hiç açma. Atatürk Stadı kompleksi içinde bulunan İbrahim Bamyacıoğlu Spor Salonu ile benim adımın verilmiş olduğu yüzme havuzunun yerinde şimdi yeller esiyor (!).. Her ikisi de kompleks arazisini satın alan firma tarafından yıkıldı. Bir anlamda İbrahim Bamyacıoğlu ile Aydemir Doğan adları da bu şekilde levhalardan silindi, yok edildi. Ne yazık ki öyle oldu abi… Zaten hatırlarsan, ben
bu konu üzerine çalıştığım Kayseri Tempo’da haber yapmış ve olayı okurlarıma “ Vefasızlığın Daniskası “ başlığıyla aktarmıştım. Bekir bey.. Öncelikle bu konuya göstermiş olduğun hassasiyet ve ilgin için teşekkür ediyorum. Aslında bu konuya girmek de istemiyorum ama ne gariptir ki insanlar vefasız.. Ben öldükten sonra böyle bir şey yapılsa, önemli değil. Ama daha ben hayatta iken ismimin verildiği yüzme havuzu ile İbrahim Bamyacıoğlu Spor Salonu’nun hak ile yeksan edilmesi beni çok üzdü. İnanın çok duygulandım. Üzüntümden ne yaptığımı bilemez halde idim. Artık önemli de değil, madem öyle değerlendirdiler varsın onların istediği olsun.
Gelelim bir başka yönünüze… Sizin şairlik tarafınız da var. Şiir yazmaya ne zaman başladınız ? Şiirlerinizi kitapta topladınız mı ?
Şiir yazmaya çocuk denilen yaşlarda başladım diyebilirim. Çok duygusaldım. Çoğu olaydan hemen etkilenirdim. Derken, yazmaya başladım. Pek çok şiirim Kayseri’de çıkan gazete ve dergilerde, ulusal sanat dergilerinde yayınlandı. Tabii kitap halinde de Neşredildi.
Yanılmıyorsam bir de “Erciyes Zirve Defteri” adında kitabınız vardı ?
Ben Erciyes aşığıyım. Bu dağa hastayım. Yıllrca bu dağla haşır- neşir oldum diyebilirim. Dağcı dostlarım çoktu. Federasyon Başkanları vardı aralarında… Latif Osman Çıkıgil, Bozkurt Ergör, şimdiki başkan Alaattin Karaca. Erciyes’e çıkan dağcıların duygularını aktardıkları ve imzaladıkları defterlerden yola çıkıp kitabın adını Zirve Defteri koymuştum. Ama işin garibi bu kitap şimdi bende yok ! (Araya giriyorum) Bende var Aydemir Abi… Adıma sen imzalamıştın…
Bekir… Allah’ını seversen o kitabı bana getir. En azından fotokopisini çektireyim.
Söz abi.. Getireceğim.
Aydemir Doğan – Mehmet Gümüşsoy
(Aydemir Doğan, oturduğu koltuktan kalkıp bana ve bu röportajda yardımcı olan Cicom lakaplı Kayserispor’un eski futbolcularından Mehmet Gümüşsoy’a şeker ikram ediyor) Bekir bey… Erciyes Dağı bu şehrin sembolü.. Hayat k a y n a ğ ı .
B i l d i ğ i m kadarıyla Erciyes ve çevresi için önemli projeler gündemde. İnşallah hayırlısı olur da benim “Beyaz Altın Diyarı” lakabını taktığım bu güzel dağ layık olduğu değeri kazanır. Beni üzen bir konu da dağa uzun zamandır gidemeyişim. İlk fırsatta Kayakevi’ne gidip oradan Erciyes’i doyasıya bir seyredeceğim.
Şiirlerinizden söz ettiniz. Peki bunlardan bestelenen parçalar oldu mu ?
Çook… Şiirlerimden ve güftelerimden çoğu TRT Ankara radyosunun repertuarındadır. Bestekâr arkadaşlarım bunları besteleyip Türk Sanat Müziği repertuarımıza kazandırdılar.
Birkaçının ismini söyleyebilir misin abi ?
Memnuniyetle Bekir bey…
Aklıma ilk gelenler şunlar:
Bu bir hikâyedir…
Sürgün…
Yüzüne yılların gölgesi düşmüş…
Yalnız olurum her ne zaman aklıma gelsen…
Curcuna…
Uzaklarda dün akşam…
Bakışından bilirim…
Eski bir hikâyedir anlatamam…
İçin için ağlarım…
Bir el tuttu şu hummalı başımı..
KORO-Bakışından Bilirim Kalbimi İncitmeye Geldin (KÜRDİLİ HİCAZKÂR)R.G.
SOLİST: *KORO * VİDEOYU YAPAN *RECEP GAYRETLİ* GÜFTE: AYDEMİR DOĞAN BESTE: ALİ ŞENOZAN USUL: SOFYAN MAKAM: KÜRDİLİ HİCAZKÂR
****
Bakışından Bilirim Kalbimi İncitmeye Geldin
Sevişirken Yine Yalnız Bırakıp Gitmeye Geldin
Seni Çapkın Seni Hâin Yine Naz Etmeye Geldin
Sevişirken Yine Yalnız Bırakıp Gitmeye Geldin
*
Bu Gelişler Bu Gidişler Beni Mahvetmek İçin Mi?
Ne Olur Söyle Güzel Ömrümü Zehretmek İçin Mi?
Seni Çapkın Seni Hâin Yine Naz Etmeye Geldin Sevişirken
Yine Yalnız Bırakıp Gitmeye Geldin.
Anlayacağın, çok şarkının güftesi bana ait. Besteyi yapan arkadaşlar birer nota örneğini hediye ediyor, ben de kütüphanemin bir köşesinde saklıyorum.
Bir de spor yazarlığı yönünüz de var?
Yahu Bekir… Müthiş zekân var. Nasıl da unutmamışsın ? Evet… 1970’li yıllarda kulakları
çınlasın Hasan Sami Bolak’ın çıkarttığı “Spor Kayseri “ adında bir dergi vardı. Şimdi sizin çıkarttığınız Sportif’in ilk örneğiydi.. O dergiye yazılar yazdım. Bu arada “Fadimala Maçta” diye Kayserili bir bayan sporseverin maç izlenimlerini mizahi şekliyle okurlara aktaran yazı dizimiz vardı. Fadimala çok sevilmişti. Ama bu dergi uzun süreli olmadı ve yayın
hayatına son verdi.
Sportif dergimiz aracılığıyla Kayserili spor severlere ileteceğiniz bir mesajınız var mı ?
Çok… Ama bunları dile getirmekten inanın hicap ediyorum. O ne maçlardaki kavgalar gürültüler ? Sporun temel ilkesi centilmenliktir. Arkadaşlık ve kardeşliktir. Ancak görüyorum ki bizim yeni nesil tüm bunları rafa kaldırmış (!).. Kayserispor bu şehrin
takımı ama K.Erciyesspor’u kimse sakın gözardı etmesin. O olmazsa, Kayserispor da olmazdı. Ne güzel kocaman stat ta yapıldı. Maçlara gidenler takımlarına destek versinler. Her maç bir cümbüş havasında geçsin. Kavga- gürültü, patırtı olmasın. Bu röportaj
için şahsınıza ve Sportif Dergisi yöneticilerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sağ olun… Var olun. Sportif Dergisi Kayseri’de bir boşluğu dolduracak nitelikte. Birkaç sayısını okuyup inceledim ve çok iyi buldum. Özellikle de nostalji sayfalarını.. Son sözüm şu: Unutanlar, unutulmaya mahkûm olurlar. Geldik gidiyoruz. Bu dünya kimseye baki değil.
Önemli olan bu boş kubbede hoş bir sada bırakmak. Eğer bunu yapabilirsek, yapmışsak ne mutlu bize !.
Sağ olasın Aydemir abi… Ben de bizi evinizde ağırlayıp böylesine güzel bir söyleşiye imkân verdiğiniz için size teşekkür ederim.
Röportaj: Bekir Demirağ
Sportif Dergi : Ocak – 2011
Sayı: 22
Facebook Yorumları